18 Mayıs 2012 Cuma

Batman Hasankeyf

Hasankeyf, tarihteki önemini Artuklular'ın 1101 yılında buraya hakim olması ile kazandı. Bu tarihten itibaren o günkü ismi ile Hısn Keyfa, Orta Çağ'ın önemli şehirlerinden biri oldu. Artuklular, bölgenin idaresinde zaman zaman söz sahibi olduklari gibi, Hasankeyf'te de önemli eserler bıraktı.
Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticari ve ekonomik olarak da gelişti.Hasankeyf'i Artuklular'dan alan (1232) Eyyubiler, henüz bölgeye tam hakim olamadan Moğol istilasi ve harabiyeti ile karşılaştı. Birçok yerleşim yeri gibi burası da altüst oldu.Eyyubiler, Moğol şokunu atlattıktan sonra 14. yüzyıl başlarından itibaren Hasankeyf'i yeniden imar etmeye başladı. Özellikle bugün Hasankeyf'te bulunan birçok eserde imzası bulunan Eyyubiler'in, Sultan Süleyman zamanında bu imar faaliyeti zirveye ulaştı. Hasankeyf, bu yıllarda tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı.
Nihayet Osmanlılar'ın gücüne karşı direnemeyen, Safeviler'in baskıları ve iç hesaplaşmalarla iyice
yıpranan Eyyubiler, 1515 yılında burayı Osmanlılar'a bıraktı. Bu tarihten itibaren şehir, tarihi önemini kaybederek günümüze geldi.
NASIL GİDİLİR
Karayolu : Türkiye'nin her yerinden otobüs seferi ile ulaşmak mümkündür.
Havayolu : Batman' dan Ankara, İstanbul ve İzmir'e havayolu seferleri yapılmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
HASANKEYF
Diclenin kıyısında, zamanında medreseler, rasathane, darüşşifa ve diğer eğitim kurumlarıyla bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasankeyf, ulaşım yolları ve ticaret merkezlerinin yer değiştirmesiyle günümüzde önemini yitirmiştir.
İlçe, sahip olduğu zengin tarihsel yapılar nedeniyle 1981 yılında bütünüyle sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. GAP projesi kapsamında bulunan Ilısu Barajı nedeniyle bu tarihsel yapılar bütünüyle sular altında kalacaktır. Bu konuda çalışmalar Kültür Bakanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Tarihçe: Hasankeyf'in ne zaman kurulduğu tam olarak bilinememektedir. Şehrin jeopolitik yapısı çok eski bir yerleşim merkezi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir.Bugün bile zaman zaman bazıları mesken olarak kullanılan çok sayıdaki mağaralar, insanların çok eski çağlarda burada yerleştiklerini göstermektedir.
Mevcut bilgilere göre, Hasankeyf kalesinin kurulması, MS. 4'üncü yüzyıla rastlamaktadır. Bu yüzyıl ortalarında, Diyarbakır çevresini ele geçiren Bizans İmparatoru Konstantinos, bölgeyi korumak amacıyla iki sınır kalesi inşa ettirmiştir. Bu iki kaleden birisi Hasankeyf Kalesidir.Kale, Sasanilere karşı siyasi bir önem kazanınca, daha sağlam bir şekilde yeniden tahkim edilmiştir. Hasankeyf, MS. 639 yılında Emeviler tarafından fethedilmiştir. Bu tarihten sonra; Abbasiler, Hamdaniler. Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ye Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır. Hasankeyf en parlak dönemini Artuklular döneminde yaşamıştır. Merkezde bu dönemden kalan pek çok tarihi eser mevcuttur.
NE YENİR
Bol yağlı et yemekleri, hamur işleri, yöreye özgün çorbalar, tiftik kıçıl denilen ve çamurdan yapılmış ocaklarda pişirilen tandır ekmeği ve taş ekmeği Hevranın tadına doyum olmaz.
NE ALINIR?
Dokumacılık, parlak ipek sim işlemeli kumaşlar, oya, dantel ve kanaviçe işlemeleri, yün patik, çeşit çeşit renklerde yöreye özgü motifli yün çorap çoraplar yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır. ----

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder